Kendini Keşfetmek : Mavi’den Öğrendiklerim
Mavi benim sevgili kedim. Kendisi yalnızca bir kedi değil, bir öğretmen benim için. Onu yalnızca sevdiğim için değil, aynı zamanda ondan öğrenmek için baktığımın, onu uzun uzun gözlemlerken çoğu zaman nasıl hayretler içinde kaldığımın farkında değil.
Bilenler bilir: kediler hep kendine merkezlidir. Hatta derler ki siz onu değil, o sizi sahiplenir. Evin patronu odur, canı ne isterse onu yapar. Canı onu sevmenizi isterse kendini sevdirmeyi mutlaka başarır. Öyle ki, iki eliniz kanda da olsa o istediği okşamayı gerçekleştirmek durumunda kalırsınız. Peki bunu nasıl yapıyor olabilir? Nasıl bu kadar kendinden emin bir biçimde canı nasıl isterse öyle yaşıyor olabilir? Gözlemlerimden ve hayata dair biriktirdiklerimden anladığım odur ki, onun ‘kendisi ile ilgili zanları’ ve kaygıları yoktur. Etrafındakilerin istediklerini yapmadığı takdirde ondan vazgeçileceğini, değersizleştirileceğini, onaylanmayacağını ya da sevilmeyeceğini düşündüren bir bilinci yoktur. Kendisi ile ilgili bu tür bir bilgisi ve algısı yoktur. Hatta bu tür bir bilinci o kadar yoktur ki, yaptığı bir yaramazlığın ardından siz ona kızarken birden bacağını yalamaya ya da kuyruğuyla oynamaya başlayabilir. Hatta o kadar emindir ki sevilmeyi sonsuz ölçüde hak ettiğinden, siz dünyanın en ağır yükünü taşımaya çalışırken gelir ve illa ki o tatlı göbeğini müthiş bir sevimlilikle açar. Sevmemek imkansızdır.
Dedim ya onaylanmayacağına dair bir korkusu yoktur; hedefine kararlılıkla yürür. Hiç vazgeçmez. Bin kere başarısız olsa bin birinciyi dener. Çünkü başarısız olursa ne olacağı ile ilgili herhangi bir kaygı duymaz. Denedikçe başarır, o özenle büyüttüğüm sarmaşığın yapraklarını mutlaka ısırır. Kararlıdır, çünkü istediği şeyi hak ettiğine öyle sağlam inanıyordur ki kafasına koyduğu işi yapmaması da imkansızdır.
Sabırlıdır. Avlamak istediği bir sineği tam bir saat gözlemlediğini bilirim. Hatta o kadar ki, bir sinek olacak kadar biliyor hale gelir sinekliği… Onun her davranışı Mavi için anlamlıdır. Uzun uzun gözlemler, sonra o güzel kafasından ne geçer, ne planlanır o sırada bilmem, bekler ve harekete geçer. Tabi ki hamlesi mutlak bir başarı ile sonuçlanır.
Mavi esnektir, tüm kediler gibi. Bedenini rahatlatmak için türlü şekillere girer. Bedeni öyle rahattır ki, ne zaman isterse, nerede olursa uykuya dalar. Bir karton kutunun içi, bir kapının üstü ya da yumuşak bir yastık fark etmez. Güvenli alanındaysa eğer, sonsuz bir huzurla uyur. Bedenindeki esneklik tavırlarında da tezahür eder. Bir kedinin tavrındaki sükunet, zarif bir yürüyüşle kendini gösterir biz insanlara. Bir kedinin ruhunun asla kaotik olmadığına yemin edebiliriz bunu gördüğümüzde.
Ve, sevmek nasıl olur, bir varlık sükuneti bozmadan nasıl sever ötekini? Yalnızca gözleri ile neler anlatabilir? Nasıl sezebilir olan biteni? Bunları da öğrendim.
Ona bakarken çok şey sorguladım hem kendime hem de hayata dair… Fark ettim, öğrendim ve çok sevdim. Varlığın için sonsuz bir şükran içindeyim sevgili oğlum…
Bahar Eser
Otantik benliğinizi yaşamanın hazzını duymak ve içinizde barındırdığınız tüm potansiyeli keşfetmek nasıl olurdu? Bireysel Koçluk bu keşif için size destek verebilir.
Otantik benlik keşfedilen ‘anlam’la canlanır. “Nereden geldim, nereye gidiyorum, ne için gitmeliyim? Hayatımı yaşanmaya değer kılan anlam ne olabilir?” sorularının cevabı doyumlu bir yaşam için gereken anahtardır. Logo Koçluk ile ilgili bilgi almak için tıklayın.